İnce bağırsakta hem kimyasal hem de fiziksel sindirim gerçekleştirilir. Sindirim sisteminin en önemli işlemleri ince bağırsakta gerçekleşmektedir. Besinlerin emilimi ince bağırsakta tamamlanır. Yağların ilk kimyasal emilimi de burada başlar. İnce bağırsağa gelen safra ve pankreas öz suyu ile yağlar, karbonhidratlar ve proteinler sindirilir. Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküller emilimden sonra ince bağırsaktan damarlara geçer; bu duruma emilim denir. Sindirim sisteminde ince bağırsak, besinlerin en çok sindirildiği yerdir.

İnce bağırsakta hem fiziksel hem de kimyasal sindirim vardır. Bütün besinlerin kimyasal sindirimi ince bağırsakta biter. İnce bağırsak, mide ile kalın bağırsak arasında yer alır. Beş yaşından büyük kişilerde ince bağırsak 5 ile 6 metre arasında olup üç bölüme ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum. Mideden besinler duodenuma karındaki kasların kasılmaları ile hareket eder. Bu kaslar "pilor" veya "pilorik sfinkter" olarak adlandırılır. Daha sonra ince bağırsak boyunca "peristaltizm" olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareketlenir. Yağların kimyasal sindirimi ince bağırsakta başlar ve burada biter. İnce bağırsağa gelen safra ve pankreas öz suyu ile yağlar, karbonhidratlar ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinlerin en küçük moleküllerine kadar ince bağırsakta tamamen parçalanır. Bu moleküller parçalandıktan sonra damar yoluyla kana geçer. İnce bağırsak, sindirim sisteminin en uzun bölümü olup, tüm besinlerin en küçük parçaları burada parçalanır.

Besinlerin bileşen organizmalarının yakılarak moleküllere çevrilmesi ve sindirilemeyen artıkların kalın bağırsağa yollanması ince bağırsağın görevlerindendir. Kalın bağırsağa gönderilen besinlerin sıvısının büyük bir kısmı emilmiş olarak kalın bağırsağa gönderilir. Karın bölgesinin sağ alt bölümünde yer alan ince bağırsağın son bölümü olan ileum'dan sonra kalın bağırsak gelir. Burada akışkan bir şekilde püre kıvamında bir çeşit sıvı bulunur. Bu sıvının ince bağırsaktan kolona aktarılması gerekir ve bu eylem kaslardan oluşan bir kapak yardımı ile gerçekleşir. Bu kapağın kontrolü reflekse bağlıdır. Bu refleks doğuştan gelen bir reflekstir. Bağırsakların yapısı ayrıntılı olarak incelendiğinde sinir yapısının çok yoğun olduğu görülmektedir. Ayrıca ince bağırsaktaki faaliyetlerin yapılmasını vejetatif sinir sisteminin yanı sıra kafa çiftlerinden biri olan "vagus" adı verilen sinir kontrol eder. Vagus sinirinin yanı sıra bağırsakların kendi yapısına ait olan ve "Enterik Sistem" olarak da bilinen bir sinir ağı daha bulunmaktadır. Bu ileoçekal özellik taşıyan kapak, sadece kalın bağırsağa çevrili ve tek yönlü bir şekilde geçirgen niteliktedir. Açılma noktası, "apandis" adıyla bilinen kör bağırsağın bir veya iki parmak üst tarafındadır. Bu kör bağırsak yani apandis, lenfatik organ niteliği taşıyarak bağışıklık sistemi için önemli bir rol oynar. Bu lenfatik sistem bağırsakların apandisi içinde bulunur ve son derece önem taşımaktadır. Bu nedenle apandis de son derece önemlidir. Apandisin alınması bazı sorunlara neden olabilmektedir. Ayrıca bu bölgede gerçekleştirilen gereksiz ameliyatlar, bozucu alan niteliği taşıyan ameliyatlardır. Başka bir tanımla anlatmak gerekirse, batındaki dengenin bozulması tabirini kullanmak en mantıklısı olacaktır.

İnce bağırsakta gerçekleşen sindirim işlemlerini daha iyi anlamak için aşağıdaki noktaları da göz önünde bulundurmak faydalı olabilir: